11.04.2025
5 Dakika
Anadolu, insanlık tarihinin en önemli sayfalarının yazıldığı, birçok farklı medeniyetin yeşerdiği ve bir anlamda uygar dünyanın da temellerinin atıldığı yerdir. Günümüzde hâlâ capcanlı olan kökensel anlatıların, tarımın başlangıcı ve yerleşik hayata geçiş gibi özel anların ya da ilk dinsel yapıların da ana yurdudur. Bu topraklardan gelip geçmiş ve günümüzden binlerce yıl öncesinin yaşamına dair önemli izler bırakmış medeniyetlerden biri de Hititlerdir. Bu yazımızda, Orta Anadolu müzelerinde sergilenen 4 önemli Hitit eserine daha yakından bakacağız.
Hitit fırtına tanrısı Teşup'un boğaları olan Hurri ve Şerri'yi temsil ettiği düşünülen iki figürlü rython (riton), Sivas Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir. Hem içki kabı olarak hem de dini törenlerde adak sıvısı olan libasyonun dökülmesi için kullanılan ritonların, hayvan figürü ya da insan başı gibi biçimlerde tasarlananlarına rastlanır. Sivas Arkeoloji Müzesi'nde sergilenen örnek ise ikiz boğa figürlerinin ayakta durabileceği ölçüde iyi korunmuştur ve Hitit sanatı ile dinsel pratiklerine ilişkin fikir edinmenizi sağlayan bir eserdir.
Çankırı sınırlarındaki İnandıktepe Höyüğü'nde gerçekleştirilen kazılarda bulunan İnandık Vazosu, Hitit sanat ve tarihi açısından oldukça büyük önem taşır. MÖ 1600 yıllarına, yani Eski Hitit Krallığı dönemine ait olan vazo, boyutları ve üzerindeki rölyeflerle dikkat çeker. Vazonun ağzı, içine konulan sıvının dört adet boğa başından geçerek içine dolmasını sağlayan bir yapıda tasarlanmıştır. Bu da günümüzde Ankara'daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenen vazonun, Hitit dini rituellerinde kullanılan bir gereç olduğuna işaret eder.
Çorum'da UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Hitit başkenti Hattuşa'nın kalıntılarında bulunan Büyük Kral Betimli Ortostat’ın en ilgi çekici özellikleri, üzerindeki tanrısal görünümlü figür ve Hitit yazısıyla yazılmış "Büyük Kral Tuthaliya" işlemesidir. Dikdörtgenler prizması şeklindeki taşa işlenmiş figürün diğer detayları da, Çorum Müzesi'nde sergilenen eseri görülmeye değer kılan özelliklerdendir.
Kireç taşından oyulmuş bu heykel, Asurluların Arslantepe'yi yönetmesi için görevlendirdiği yerel bir kral olan Mutallu'ya ait olduğu düşünülür. Geç Hitit sanatının dikkat çekici bir örneği olan eser, Malatya'daki Arslantepe Örenyeri’nin kazılarında Aslanlı Kapı'nın iç avlusunda keşfedilmiştir. Uzun kaftanlı, omuzlarında bir manto ya da şal bulunan ve elinde kadeh tutan bu figürü Ankara'daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde görebilirsiniz.
Tarihin bilinen ilk yazılı antlaşması olan Kadeş Antlaşması'nın taraflarından biri olan, gücünün doruğa ulaştığı dönemlerde yalnızca Anadolu'ya değil, Doğu Akdeniz havzasına uzanan bir alana egemen olarak dönemin en önemli devletlerinden birini yöneten Hititleri daha yakından tanımak için mutlaka bir Orta Anadolu gezisi yapmalısınız.
Mitolojisi, kültürü ve günümüze ulaşan eserlerinin yanı sıra hikayedeki boşlukları tamamlamak üzere hayal gücünü körükleyecek ölçüde gizemli bir karakteri de olan Hitit Medeniyeti'ni keşfetmenin keyfini Turkish Museums'da çıkarabilirsiniz. Hititler ve Anadolu'da yeşermiş diğer medeniyetlerle ilgili daha fazla bilgi almak ve kendinize harika bir gezi planı oluşturmak için Turkish Museums bloglarını takip edin. Blog bölümümüzün ana sayfasına ulaşmak için tıklayın!