Troya Müzesi kapılarını yeni bir sergiye açıyor 27 Ağustos Cuma günü saat 18.00’da Açılacak olan "150. Yılında Osmanlı Belgeleri Işığında Troya Kazıları" Sergisi 2021 Kasım ayına kadar sürecek.
Osmanlı Devleti’nin 29 Haziran 1871 yılında Heinrich Schliemann’a verdiği ilk kazı izninin ardından 150 yıl geçti. Bu bir buçuk asırlık sürede hem Troya kazıları ve hem de buluntuları konusunda pek çok şey yazıldı, yazılmakta. Tartışmaların merkezinde Heinrich Schliemann’nın 31 Mayıs 1873 yılında bulup, çalarak Atina’ya kaçırdığı ünlü ‘Priamos Hazinesi’ ve bu hazinenin halen devam eden macerası yer almakta.
Troya hazineleri bir süreliğine Schliemann’ın Atina’daki evinde ilgili kişilere gösterildi ve sonrasında eserler, 1881 yılına kadar Londra’da sergilendi. Heinrich Schliemann’ın tüm hazine buluntularını Almanya’ya bağışlaması üzerine eserler, 1882 yılından 2. Dünya Savaşı’nın sonra erdiği 1945 yılına kadar, Berlin’de sergilendi. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından 1993 yılına kadar izi kaybolan hazinelerin, Rus askerleri tarafından savaş ganimeti olarak Moskova’ya götürüldüğü ve orada Puşkin Müzesi’nin depolarında saklandığı anlaşıldı.
Hazineler ve Troya buluntuları konusunda tüm bu süreç, pek çok açıdan ve özellikle Schliemann’nın kazı günlükleri, raporları ve yayınları üzerinden detaylı bir şekilde araştırılmıştır. Konuyla ilgili çok sayıda sergi yapılmış, film ve belgeseller çekilmiştir. Ancak neredeyse birkaç istisna dışında konu, Schliemann’a kazı iznini veren Osmanlı Devleri arşivleri üzerinden ele alınmamıştır. Kazılar başlamadan önce Hisarlık Tepe’deki (Troya) olup bitenler nelerdi? 1871 yılında kazılar başlayıp, eserler ve hazineler çıktığında Osmanlı bürokrasisi ne yaptı? Olanlara göz mü yumdu, konuya geçiştirdi mi, ya da gerekli önlemleri aldı mı? Hazineleri geri almak için Osmanlı Devleti’nin Atina’da başlattığı hukuk süreci hangi şartlarda yürütüldü? Osmanlı bürokrasi Troya kazılarını nasıl takip etti?
Tüm bu sorulara cevap niteliğinde ve Osmanlı Devleti arşiv belgeleri kapsamında hazırlanan bu sergiyle, Troya’da Schliemann döneminde yapılan kazıların (1871-1890) bilinmeyen arka planı aydınlatılmaya çalışılıyor. Ve Osmanlı arşiv kaynakları bize, günümüze kadar Troya ve Troya Hazineleri konusunda “karşı taraftan” anlatılanların hiç de o kadar doğru olmadığını şaşırtıcı sonuçlarıyla ortaya koyuyor.