Yazılıkaya Vadisi'nin güney ucunda, Eskişehir'in Han İlçesi'ne bağlı Yazılıkaya Köyü'nün hemen batısında yer alır. Tüf kayalardan oluşmuş Yazılıkaya Platosu'nun üzerinde kurulmuştur. Uzunluğu 650 m, genişliği 320 m'dir. Vadi taban seviyesinden yüksekliği 60-70 m kadardır.
Dağlık Frigya Bölgesi ve Midas Kenti araştırmaları 1800 yılında William Martin Leake ve arkadaşlarının Midas Yazılıkaya anıtını keşfiyle başlar. Yazılıkaya’ya Midas Kenti adını veren ilk araştırmacı W. Ramsay'dır. 1937-1939 yılları arasında İstanbul Fransız Arkeoloji Enstitüsü Müdürü Sanat Tarihçi Albert Gabriel, Hollandalı Arkeolog C. H. Emilie Haspels ile birlikte Yazılıkaya’da ilk sistemli arkeolojik kazılara başlar.
Araştırma ve kazılar, Midas Kenti’nin kayalara oyulmuş çok sayıda ve en anıtsal dini yapılarla donatılarak Frigler tarafından ayrıcalıklı bir konuma yükseltildiğini gösterir. Frigler için başkent Gordion devletin en güçlü politik merkezi, Midas Şehri de krallığın başlangıcından itibaren en önemli dini merkezdi. Kazı sonuçlarına göre kentin çevresinde ilk yerleşme MÖ 3 bin yıla kadar geri gitmektedir. En erken Frig yerleşmesi ise MÖ 8. yüzyılın son çeyreğinde başlamıştır. Frig Krallığı’nın siyasi olarak yıkılmasından sonra da kent terkedilmemiş, Pers, Helenistik, Roma ve Bizans Dönemleri’nde Frig kaya yapıları bazı ilave ve değişikliklerle kullanılmaya devam edilmiştir. Kentteki anıtlar ve sunakların MÖ 8-6. yüzyıllar arasında yapıldığı düşünülmektedir.
Midas Kenti ve Yazılıkaya Vadisi’nde yer alan kayalara oyulmuş anıtsal ya da küçük ölçekli dini anıtlar, Frigler’in doğayı tüm canlılığı ile simgeleyen Ana Tanrıça Matar Kubileya’ya duydukları derin saygı ve bağlılığı yansıtır. Fasadlar (yapı cephesi), sunaklar ve nişlerle oluşan bu anıtların mimari tasarımları birbirinden farklı olsa da hepsi işlevsel olarak Ana Tanrıça Matar Kubileya kültürüne adanmış birer açık hava tapınağıdır. Üçgen alınlıklı, beşik çatılı fasadlar (yapı cephesi), Frig konutlarının kayalara oyulmuş ön cephesini temsil ederler. Üçgen alınlık ve cephe geometrik ve bitkisel motiflerle bezenmiştir. Bu cephe süslemeler, Frig ahşap işçiliğindeki bezemelerle büyük bir benzerlik gösterir. Bu cephenin en önemli bölümü, içinde tanrıça heykelinin ya da kabartmasının bulunduğu kapı biçimindeki merkezi kaya nişidir. Böylece Frig insanı kayanın derinliklerine açılan kapının gerisinde varlığını hissettiği, düşlediği Ana Tanrıçasını epifani olayıyla sembolik de olsa görebilmektedir. Sunaklar, tanrıya dua edilen, kurbanlar kesilen, adaklar sunulan kült yapılarıdır.
Ön taraflarındaki basamaklarla tanrıçayı simgeleyen yuvarlak başlı, dikdörtgen gövdeli tanrıça idollerine ulaşılır. Bu sunakların en güzel örnekleri Midas Kenti’ndedir. Nişler, genellikle kayaların dik yüzlerinde, ancak kolaylıkla ulaşılabilen yüksekliklerdeki oval veya dikdörtgen sığ oyuklardır. Arka duvarlarına tanrıça heykelciğinin ya da idolünün yerleştirildiği yuvalar yer alır. Midas Yazılıkaya Şehri’nde bu tip nişlere ait güzel örnekler vardır.
Dünya Kültürel ve Doğal Mirası Listesi’ne dâhil edilmek üzere aday gösterilmesi uygun görülen Midas Yazılıkaya Kenti dünyada eşi ve benzeri bulunmayan anıt yapılarıyla Dağlık Frigya Bölgesi’nin gelecek kuşaklara aktarılması gereken en değerli kültür hazinesidir.
Bu müzede etkinlik yok
Tüm Etkinlikler