Niğde’ye 8 km uzaklıktaki Gümüşler kasabasında yer alan Gümüşler Manastırı ve Yeraltı Şehri Bizans sanatının en güzel ve korunmuş eserlerinden birisidir. 1973 yılında arkeolojik sit alanı olarak kabul edilen ören yeri; oldukça büyük ve geniş bir kaya kütlesinin içine kazınmıştır. Kaya kütlesinin doğu ve güneye bakan yüzünün uzunluğu 1,5 km kadardır. Komple kaya olan ön cephe yerleşim merkezi olarak kullanılmıştır.
Manastır, 8-12. yüzyıllar arasında ana kayadan oyularak yapılmıştır. Bir orta avlu ve bu avluya bağlanan kilise, yer altı mekânları vb. müştemilattan oluşur. Avlunun dik duvarlarının yüksekliği 14 metre kadardır. Kuzeydeki büyük oda ve orta avlu tabanı mezarlık olarak kullanılmıştır. Avlunun güney tarafında iki katlı yer altı şehri ve batısında ise kilise yer almaktadır. Kapalı Yunan haçı planlı kilisenin içinde ana kayadan oluşturulmuş dört sütununun üzeri sıvanmış ve rozet motifleriyle bezenmiştir. Kilisenin duvar resimlerinde en az üç farklı ustanın çalıştığı düşünülmektedir. Ana apsisteki üç şerit halindeki resimlerin en üstünde Deesis sahnesi ile İncil yazarlarının sembolleri, en alttaki şeritte ise Kayserili Büyük Basileios, Nyssalı (Nevşehir) Gregorios, Naziyanzlı (Bekarlar-Aksaray) Gregorios gibi kilise babalarının resimleri yer almaktadır. Kuzey haç kolundaki Meryem’e Müjde, İsa’nın doğumu ve Tapınağa Taktimi sahneleri ile Vaftizci Yahya ve Aziz Stephanos figürleri ikinci bir sanatçının elinden çıkmış olmalıdır. İç narteksten naosa giriş kapısının güneyindeki Meryem ve çocuk İsa ile iki yanlarındaki baş melekler Gabriel ve Mikael figürleri üçüncü sanatçıya aittir. Narteksin üstündeki bir odanın duvarlarında Kapadokya’da örneği görülmeyen, av sahneleri ile çeşitli hayvanlardan oluşan bir kompozisyon dikkat çekmektedir. Kilisedeki resimlerin ikonografik ve üslup özelliklerine göre 11. ve 12. yüzyıllara tarihlendirmek mümkündür.
There is no event in this Museum
All Events