2020: Patara Yılı

21.07.2020

5 Dakika

2020, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Türkiye'de Patara Yılı olarak ilan edildi. Her yıl Türkiye’nin farklı bir kültürel değerini ön plana çıkaran Bakanlık, daha önce Truva ve Göbeklitepe’yi seçmişti. Bu sene seçilen Patara ise pek çok sebepten ötürü eşsiz bir değer olarak konumlanıyor. Birçok kişi burayı Noel Baba veya Aziz Nicholas'ın doğum yeri olarak biliyor. Ancak bu antik kentte keşfedilecek çok daha fazlası var. Detaylarına beraber göz atalım.

Patara'nın Kısa Tarihi

MÖ 168'de Likya Birliği'nin ilk başkenti ve MS 43'te Likya Eyaleti’nin başkenti olan Patara Antik Kenti, Xanthos Vadisi'nde Akdeniz’e açılan tek yerdir. Bu özellik bölgeye antik çağlarda önemli bir şehir hâline getiren coğrafi bir avantaj sağladı. Anadolu buğdayı, bu limandan Roma'ya sevk edilirdi. Granarium (veya Hadrian’ın Tahıl Ambarı) bugün Patara'daki en popüler yapılardan biridir. Ayrıca şehir, eşsiz konumu dolayısıyla uzun yıllar boyunca bir deniz üssü de oldu.

Patara'nın Tarihi Yapıları

Patara Antik Kenti’nin, onu benzersiz kılan, görülmeye değer pek çok önemli yapısı bulunuyor. Gelin bu tarihi yapılardan bazılarını beraber inceleyelim.

Patara'da bulunan anıtsal kapı

İlk olarak, oldukça görkemli ve çok iyi korunmuş olan Kent Kapısı’ndan (Zafer Takı) başlayalım. Roma İmparatorluğu döneminde, MS 1. yüzyılın sonlarında inşa edilen bu kapı, Patara'nın sembolü olarak da biliniyor. Antik dönemde şehre girişi sağlayan yapı, aynı zamanda su yolunun da bir parçası olarak kullanılıyordu. 

Patara'da bulunan meclis binasının yukarıdan görünümü

Patara’daki bir diğer önemli yapı ise Meclis Binası, diğer adıyla Bouleuterion. Yapının mimarisini dikdörtgen ve yarım daire olmak üzere iki temel geometrik form belirliyor.  Bu yapı MÖ 2. yüzyıla tarihleniyor. Ancak Roma İmparatorluğu döneminde birkaç yapı değişikliği daha geçirdiği ve  müzik dinletilerinin yapıldığı Odeon işlevi de gördüğü biliniyor.  Bu görkemli bina yaklaşık 1400 kişilik bir kapasiteye sahip. Bir demokrasi sembolü olan yapı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gerçekleştirilmesine önayak olduğu restorasyonlar sayesinde, günümüzde konser ve gösterilere de ev sahipliği yapabiliyor. 

Patara Antik Kenti’nin tiyatrosu da görülmeye değer bir diğer yapı. Tiyatro Helenistik Dönem’de inşa edilmiş, ancak daha sonra Roma İmparatorluğu döneminde onarım görmüş ve eklemeler yapılmış. Patara Tiyatrosu, antik dönemde kentin en önemli sanat ve kültür merkezlerinden biriydi. 6.000 kişilik seyirci kapasitesi olan tiyatroda Geç Antik Dönem’de gladyatör ve vahşi hayvan dövüşlerinin yapılmaya başlandığı biliniyor. 

Patara'da bulunan deniz feneri ve arkada Akdeniz

Patara Antik Kenti’nin en etkileyici yapılarından bir diğeri ise, 2 bin yıl önce İmparator Nero tarafından yaptırılan Deniz Feneri. Antik dönemde 12 metre boyunda olan ancak günümüzde 4,5 metrelik kısmı ayakta kalan fener, bu haliyle bile ziyaretçilerini etkilemeyi başarıyor. Üzerindeki yazıtlardan elde edilen bilgilere göre feneri İmparator Nero’nun, “denizcilerin ve deniz yolcularının selameti için”, MS 64/65 yıllarında yaptırdığını öğreniyoruz. Fener, türünün antik dönemden günümüze neredeyse eksiksiz bir şekilde ulaşabilmiş tek örneği olma özelliğiyle de öne çıkıyor. Günümüzde, fenerin yeniden ayağa kaldırılması için çalışmalar devam ediyor. 

Patara Antik Kenti’nde görülecek daha çok şey var ama, bunların içinde mutlaka keşfetmeniz gerekenler; tahılların depolandığı Granarium, Korinth Tapınağı, Tepecik Mezarlığı, Vespasian Hamamı, Sütunlu Cadde ve Patara Kent Bazilikası’dır.

Bu etkileyici antik kentle ilgili eklememiz gereken son bir not: Noel Baba olarak tanınan Aziz Nicholas, aslında Patara'da doğdu ve büyüdü. Çocukluğu, bugün Patara’da ziyaret edebileceğiniz sokaklarda yürüyerek geçti. Mezarı ve kilisesi ise Patara'ya arabayla yaklaşık bir veya iki saat uzaklıktaki Demre'de, piskopos olduğu yerde görülebilir.

Menu
English
Giriş