20.05.2022
5 Dakika
Antik Çağ’da güzellik ve aşkın tanrıçası Afrodit’in cazibesine kapılan nice insanın yolu Afrodisias Antik Kenti’ne düşer. Günümüzde de öyle... Mermerde Ölümsüzleşen Güzelliğin Şehri: Afrodisias başlıklı yazımızda bu deneyime ilişkin bir parça fikir vermeye çalışmıştık. Turkish Museums Youtube kanalında yer alan Uncovering: Afrodisias videosuyla ise işi bir adım daha ileri götürüp bu deneyimi ekranlarınıza taşımak istedik.
Şimdi ise Afrodit’in cazibesine kapılıp Aydın’a gelen ya da gelmeyi düşünenler için, bölgede bulunan diğer antik kentler üzerine kısa bilgiler vermenin faydalı olabileğini düşündük. Bu konuda adeta bir cennet olan Aydın’daki antik kentlerinden 5 tanesine ilişkin bilgileri sizin için derledik.
12 İon şehir devletinden biri olan Miletos, Aydın’ın Didim ilçesi sınırlarında bulunur. 19.000 kişi kapasiteli görkemli amfi tiyatrosuyla dikkat çeken antik kent, çok geniş bir alana inşa edilmiştir. Felsefenin ve pozitif bilimlerin doğduğu şehir olarak da anılan Milet, Thales’in ve öğrencilerinin yurdudur. Serapis Tapınağı, Liman Anıtı ve Faustina Hamamı gibi önemli yapıların kalıntılarının bulunduğu antik kentteki Milet Müzesi’ni de mutlaka ziyaret etmelisiniz. Müzede, Milet’in yanı sıra Priene Antik Kenti ve Didyma Apollon Tapınağı’nın bulunduğu kutsal alanda yapılan kazılarda ortaya çıkarılan eserler de sergilenmektedir.
Aydın’ın Söke ilçesine 15 km uzaklıkta bulunan Priene Antik Kenti, İon şehir devletleri arasında yer alır. Kuruluşu MÖ 8. yüzyıla tarihlenen antik kentin en dikkat çekici kalıntılarından biri Athena Tapınağı’nın ayakta kalmış 5 sütunudur. Priene’nin 6.500 kişilik tiyatrosunda ön sıralarda yer alan, soylular ve din adamları için ayrılmış mermer koltuklar da görülmeye değer eserler arasında yer alır. Geniş sokak ve caddeleri ile oldukça iyi planlanmış bir kent olduğu düşünülen Priene’de Mısır tanrılarına ithaf edilmiş bir tapınağın kalıntıları da bulunur.
Efsaneye göre Apollon’un yol göstermesi ve kehanetleri sonucu Anadolu’ya gelen Magnetlerin kurmuş olduğu Magnesia, etrafı surlarla çevrili, ızgara planlı cadde ve sokaklara sahip büyük bir antik kenttir. Magnesia’da kalıntılarını görebileceğiniz Artemis Tapınağı ise adını ünlü mimar Vitrivius’un yapıtlarına yazdırmış eşsiz bir yapıdır. Vitrivius’un, yapının mimarı olan Hermogenes’in baş yapıtı olduğunu söylediği tapınak, Helenistik Dönem’de Anadolu’da inşa edilmiş en büyük 4. tapınaktır. Kentte bu tapınağın kalıntılarının yanı sıra; odeon, tiyatro, 25.000 kişilik stadyum ve Artemis Kutsal Alanı gibi mekânlardan kalıntılar da bulunur.
Karya dilinde ala (at) ve banda (yarış) kelimelerinin birleşimiyle oluşan antik kentin adı, Bizanslı tarihçi Stephanos’a göre Kral Kar’ın oğlunun bir at yarışını kazanmasına gönderme yapılarak verilir. Alabanda Antik Kenti’nde; tiyatro, meclis binası, hamam yapısı ve kent surlarının ayakta kalan kısımları görülebileceği gibi kalıntıları bulunan iki tapınak da ziyaret edilebilir .Bunlardan biri dor düzenli Zeus Khrysaoreus Tapınağı, diğeri ise Mimar Menesthes tarafından yapılan ve Helenistik Dönem’in önemli mimari eserlerinden biri olan Apollon İsotimos Tapınağı’dır.
Aydın’ın Sultanhisar ilçesinin kuzeyinde, Tepecik Deresi vadisinin iki yakasına kurulmuş bir antik kenttir. Özellikle bir bilim merkezi olarak öne çıkan antik kentte, döneminin en büyük kütüphanelerinden biri bulunur. Bu kütüphaneden günümüze kalanları, Nysa Antik Kenti’nde görebilirsiniz. Antik Çağ’ın ünlü tarihçisi Strabo’nun da eğitim almak üzere geldiği bilinen Nysa’da 12.000 kişilik görkemli bir tiyatro, bir Bouleuterion (meclis binası) yapısı, 30.000 kişilik bir stadyum ve görülmeye değer daha pek çok kalıntı bulunur.
Türkiye’nin muhteşem kumsallara sahip illerinden biri olan Aydın’ın bu 5 antik kentten çok daha fazla tarihi ve kültürel varlığa, onlarca farklı aktivite olanağına sahip olduğunu unutmayın. İyi seyahatler!