12/22/23
5 Minute
Sinop, Türkiye’nin en kuzey ucunda yer alan ve karşı kıyıya ulaşmak istermiş gibi Karadeniz’e sokulan bir şehirdir. Üç tarafı denizle çevrili bir yarımada niteliğinde olan şehir, mavi ile yeşilin iç içe geçtiği eşsiz manzaralar sunan doğal güzelliğinin yanı sıra ilgi çekici birçok tarihi varlığa da ev sahipliği yapar. Türkiye’nin kuzeyini keşfe çıktığınız bir seyahatte bu kendine özgü şehre yolunuz düşerse mutlaka görmeniz gereken yerler hakkında bilgi sahibi olmak isteyebilirsiniz. Bu yazımızda sizlerle Sinop’un en etkileyici kültürel ve tarihi mekanlarının 7’sini paylaşacağız ancak şehirde görebileceğiniz yerlerin bunlarla sınırlı olmadığını da hatırlatmak isteriz.
MÖ 8. yüzyılda bölgeye Milet’ten gelen göçmenler tarafından inşa edildiği düşünülen kale, 25 metreyi bulan yüksekliğiyle kentin iç limanına bakar. Kale, Roma, Bizans, Selçuklu, İsfendiyaroğulları Beyliği ve Osmanlı Devleti dönemlerini görmüş, birçok onarım ve genişletme işlemi geçirmiştir. Sinop’un tarihi varlıklarının belki de en önemlisi olan kaleyi mutlaka görmeli, muhteşem deniz manzarasının keyfini çıkarmalısınız.
Bahçesinde tanrı Serapis’e adanmış olduğu düşünülen bir tapınağın kalıntıları da bulunan Sinop Müzesi’nde Hititlerden Osmanlı Dönemi’ne uzanan zengin bir tarihi parçalarını görebilirsiniz. Özellikle de Karadeniz’de bulunan amforalar, müzede sergilenen dikkat çekici eserler arasındadır. Yörenin geleneksel gündelik yaşam nesneleri ile tarihi halı ve yazmalarının da görülebildiği Sinop Müzesi’nde Bizans sanatının eşsiz örneklerinin yer aldığı bir ikona koleksiyonu da bulunmaktadır.
Boyabat ilçesindeki Gökırmak Vadisi’nde sarp bir tepeye kurulmuş kalenin tarihinin MÖ 6. yüzyıla kadar uzandığı düşünülmektedir. Sur ve burçlarında kullanılan malzemeler ise kalenin günümüzdeki halini Osmanlı döneminde aldığına işaret eder. Eski temellerinde Roma ve Bizans kalıntılarına rastlanan kale, bulunduğu kayalığın doğal yapısından yararlanılarak inşa edilmiştir. Kurulduğu tepenin üzerinden etrafındaki toprakları yüzyıllardır koruyup kollayan Boyabat Kalesi, heybetiyle ziyaretçilerini kendine hayran bırakır.
Türkiye’nin en kuzey ucu olan İnceburun’da Karadeniz’in bir nehir gibi kıyıya sokulduğu Hamsilos Koyu, denize girilebilen plajı, ormanlık alanları ve zengin biyoçeşitliliği ile mutlaka görülmesi gereken bir doğa harikasıdır. Tabiat parkı ilan edilerek koruma altına alınmış bölgede birçok endemik bitkinin yanı sıra zengin bir kuş popülasyonu da bulunur. Eskiden Amazon kadınlarının yıkandığı bir hamam olduğuna inanılan Kadınlar Hamamı da tabiat parkının sınırları içindedir. Sinop gezinizde doğayla iç içe harika anlar geçirmek için Hamsilos Tabiat Parkı’na mutlaka uğramalısınız.
Sinop’ta 18. yüzyıl sonunda inşa edilmiş bir konağın dönüştürülmesiyle kurulan müzede bölgenin geleneksel kültürü ve gündelik yaşamına ilişkin izlenimler edinmek mümkündür. Zemin katında Sinop ve Boyabat’ın geleneksel mimari üslubuna ilişkin eserlerin sergilendiği müzenin birinci katında ise bölgede kullanılan takı, kılıç, dokuma tezgahı gibi objeler görülebilir. Geleneksel konak yaşantısına ilişkin canlandırmaların izlenebileceği kısım ise müzenin üçüncü katındadır. Sinop ve çevresinin geleneksel yaşamını gözünüzün önünde canlandırabilmek için bu müzeyi ziyaret edebilirsiniz.
Medrese, 1262 yılında Selçuklu Veziri Muinüddin Süleyman Pervane tarafından yaptırılır. Dikdörtgen planlı bir mimarisi olan medrese, ziyaretçilerini, mermerden yapılmış anıtsal kapıyla karşılar. İçinde Pervaneoğulları Beyliği’nin son hükümdarı Gazi Çelebi ve kızının mezarlarının da bulunduğu yapı, günümüzde yöre halkının el sanatları ürünlerini sergilediği bir çarşı olarak kullanılmaktadır. Siz de çarşıda satılan geleneksel ürünleri gezinizin bir hatırası olarak alıp yanınızda götürmek isteyebilirsiniz.
Tüm cezaevleri hüzünlü ve ürkütücü hikâyelere ev sahipliği yapar fakat aralarında bazıları vardır ki onlar tarihleri ve ilginç konuklarıyla da ün kazanırlar. Belki de bunların en ünlüsü ABD’deki Alcatraz Hapishanesi’dir. Sinop Kalesi’nin surları içinde bulunan ve “Anadolu’nun Alcatraz’ı” olarak nitelendirilen Sinop Tarihi Cezaevi de zindanlarına ilişkin anlatılarla Evliya Çelebi’nin eserlerinde dahi kendine yer bulur. Denizin hemen kıyısında yer alan cezaevi, kesintisiz dalga seslerinin mahkumlar üzerindeki psikolojik etkisiyle de ünlüdür. Birçok ünlü ismin de günlerini geçirdiği ve 2000 yılında müzeye dönüştürülen Sinop Tarihi Cezaevi ziyaretinizi bekliyor. Belki de böyle bir yapının duvarları arasında yazılan hüzünlü hikâyeleri unutturmanın en iyi yolu da budur.