12/26/23
5 Minute
Anadolu’nun ortasında, adeta doğanın kendi sanatsal yeteneğini konuşturarak eşsiz bir peyzaj oluşturduğu bir bölge bulunur. Güneyinde ve doğusundaki iki volkanik dağın -Erciyes ve Hasan Dağı- volkanik yer şekillerini doğa koşullarının aşındırmasıyla oluşan peri bacalarının fantastik bir manzara yarattığı Kapadokya’dır burası. Eşsiz manzarasının yarattığı mistik atmosferin hakkını veren, insanlık tarihinin en ilginç yerleşimlerine ev sahipliği yapan bir masallar ülkesi...
Coğrafi olarak daha büyük bir alanı ifade eden Kapadokya, içerdiği yer altı şehirleriyle dünyanın en çarpıcı yerlerinden biri haline gelir. Bu yer altı şehirlerinden olan Göreme, Kaymaklı, Derinkuyu ve Tatlarin'in aynı zamanda manastır yaşam bölgesi olduğu düşünülür. Hristiyanlık tarihinde önemli bir rol oynayan Kapadokya’daki kaya kiliselerinin muhteşem bezemeleri, post-ikonoklastik dönem Bizans sanatının en etkileyici parçaları arasındadır.
Görünen o ki Kapadokya, coğrafi olanakları sebebiyle baskıya uğrayan ve gözden uzak kalmaya çalışan insanlar için bir sığınma alanı olur. 3. yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun baskısı altında kalan, 8 ve 9. yüzyıllar arasında İkonoklazm karşıtı olan ya da yakın dönemde gerçekleşen Arap istilasından korunmak isteyen Hristiyanlar; Kapadokya’nın kaya yerleşimlerine sığınır, burada yaşama ve dinsel pratiklerini sürdürme olanağı bulurlar. Sonuç olarak dünyanın en ilginç ve mistik bölgelerinden birini bırakırlar. Gelin, isterseniz Kapadokya’da mutlaka görmeniz gereken bu yerlerin bazılarını tanıyalım.
Kapadokya denince belki de ilk akla gelen mekân olan Göreme, Hristiyanlık tarihinin önemli figürlerinden biri olan Kayseri Piskoposu Aziz Basil öncülüğünde bir manastır alanına dönüşür. Peribacalarına ya da kayaya oyulmuş ve dikkat çekici bezemeleriyle bir tarihi macerayı anlatan yapıları açık hava müzesinde görebilirsiniz. Aziz Basil Şapeli, Elmalı Kilise, Rahipler ve Rahibeler Manastırı, Karanlık Kilise ve Tokalı Kilise ise bunlardan sadece birkaçıdır.
Peribacalarının en yoğun olarak bulunduğu bölgelerden biri de Zelve Açık Hava Müzesi’dir. Üç ayrı vadiden oluşan bölge, Hristiyanlığın önemli merkezleri arasında bulunur. Zelve Açık Hava Müzesi’nde manastır hayatının gelişim dönemine ait Direkli Kilise’nin yanı sıra Balıklı Kilise, Üzümlü Kilise ve Geyikli Kilise de kayaya oyulmuş ve görülmeye değer yapılar arasındadır.
Aziz Theodore Kilisesi
Kapadokya’da yaygın olmayan “üç yapraklı yonca” planına göre inşa edilmiş olan kilise, bölgedeki önemli tarihi yapılardan biridir. 10. yüzyılın ikinci yarısında inşa edildiği düşünülen kilise, özgün planının yanı sıra görülmeye değer bezeme unsurlarına da sahiptir.
Kapadokya bölgesinde şaşkınlık verici boyutlarda birçok yer altı şehri bulunur. İnşa eden insanlara karşı hayranlıkla karışık güçlü bir merak duygusu uyandıran bu gizemli şehirler arasında en büyük ve derin olanı ise Derin Kuyu Yer Altı Şehri’dir. Mimari bir şaheser olan Derinkuyu’nun sekiz katı vardır. Büyük bir popülasyonu barındıracak olanaklara sahip olan yer altı şehrinde; ahır, kuyu, kiler, yemekhane, kilise gibi birçok alan bulunur. Mutlaka görülmesi gereken bir alan olan Misyoner Okulu, şehrin ikinci katında yer alır.
Doğanın muhteşem fırça darbelerinin en çarpıcı dokunuşlarını yaptığı, derin vadiler ve peribacalarının yarattığı manzarayla fantastik bir havaya bürünen Göreme Açık Hava Müzesi ve Kapadokya’yı mutlaka görmelisiniz. Eşsiz doğal ve kültürel özellikleriyle UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan bölgede kayaya oyulmuş yapıları ya da yer altı şehirlerini gezmek dışında, açık hava balonuna binmek, bir kaya otelinde konaklamak, muhteşem rotalarda doğa yürüyüşü yapmak gibi birçok farklı deneyimini yaşayabileceğinizi unutmayın.