Konya’da Görmeniz Gereken 5 Yer

7/22/22

5 Minute

Türkiye’nin İç Anadolu Bölgesi’nde yer alan ve ülkenin en büyük yüz ölçümüne sahip şehri olan Konya, dünyanın günümüze ulaşmış en eski kent yapılanmalarından biri olan Çatalhöyük Ören Yeri gibi eşsiz tarihi varlıkları sınırları içinde barındırır. Ayrıca 13. yüzyılın dünyaca ünlü şair ve fikir adamı Mevlana’nın da yaşamının büyük bölümünü geçirdiği şehir günümüzde onunla özdeşleşmiştir. Gelin, Anadolu Selçukluları ve Karamanoğulları Beyliği gibi önemli siyasi yapılara başkentlik etmiş Konya’nın mutlaka görülmesi gereken 5 yerini birlikte tanıyalım.

Çatalhöyük Ören Yeri 

Çatalhöyük

Çatalhöyük, insanlığın dünya üzerinde geçirdiği zamanın en ilginç evrelerinden biri olan Neolitik Çağ’a ait yerleşimlerden biridir. Hatta bu çağdan günümüze ulaşan az sayıda örnek arasında da özel bir yere sahiptir. Yerleşik hayata geçmeye başlayan atalarımızın özgün bir kent atmosferi yarattığı Çatalhöyük, bitişik düzende inşa edilmiş ve tavanlarındaki deliklerden girilen evleriyle dikkat çeker. Çatalhöyük Ören Yeri’nde olmanın nasıl bir deneyim olduğunu merak ediyorsanız, Turkish Museums Youtube kanalında bulunan Uncovering: Çatalhöyük isimli videomuzu izleyebilirsiniz. 

Mevlana Müzesi

Mevlana Müzesi

Sarayın gül bahçesiyken Selçuklu hükümdarı Alaeddin Keykubat tarafından Mevlana'nın babasına hediye edilen alanda inşa edilen dergah, günümüzde müze olarak hizmet vermektedir. Mevlana’nın naaşının bulunduğu türbeyi de içinde barındıran müze, bu dünyaca ünlü şair ve düşünce insanının fikirlerinden temelini alan Mevlevilik düşüncesinin de merkezi niteliğindedir. İlk Mevlevi dervişlerin yetiştiği ve inziva pratiklerini gerçekleştirdiği mekânların yanı sıra muhteşem bir ahşap işçiliği örneği olan Mevlana’nın sandukası ve 1278 yılında yazılmış bir Mesnevi nüshası da burada görebileceğiniz eserler arasında yer alır. Mevlana Celaleddin Rumi’nin anıldığı Mevlana Haftası’nda bu müzeyi ziyaret ederek eşsiz bir deneyim yaşayabilirsiniz. 

Konya Arkeoloji Müzesi  

Konya Arkeoloji Müzesi

Tarih öncesi dönemlerden Roma ve Bizans eserlerine, geniş bir zaman dilimine yayılmış eserlerin bulunduğu Konya Arkeoloji Müzesi; tarih öncesi dönemlere ait toprak kaplar, mızrak ve ok uçları, kandil, mühür gibi çeşitli nesnelerle birlikte Roma ve Bizans Dönemi’ne ait pek çok esere ev sahipliği yapar. Mitolojik kahraman Herakles’in 12 zor görevinin anlatıldığı MS 3. yüzyıla tahrihlenen lahitin de içinde yer aldığı eserlerle öne çıkan Konya Arkeoloji Müzesi, şehre geldiğinizde mutlaka görmeniz gereken yerlerden sadece biri. 

Taş ve Ahşap Eserleri Müzesi (İnce Minare) 

İnce Minareli Medrese ismiyle de bilinen Taş ve Ahşap Eserleri Müzesi, Selçuklu Dönemi’ne tarihlenir ve Selçuklu taş işçiliğinin nadide örneklerinden biridir. Taç kapısında hat sanatını ve taş işçiliğini buluşturan İnce Minareli Medrese, turkuaz ve beyaz taşlarla örülen minaresiyle de oldukça ilgi çekicidir. Müzenin kendisi kadar içerisinde sergilenen eserler de özel parçalardır. Selçuklu başkenti Konya’da bulunan nadide ahşap ve taş eserler müzede sergilenmektedir. Selçukluların sembolü olan çift başlı kartal ve kanatlı melek figürlerini Taş ve Ahşap Eserleri Müzesi’nde görebilirsiniz. 

Sahip Ata Vakıf Müzesi 

Sahip Ata Vakıf Müzesi Selçuklu Dönemi’ne tarihlenir ve Selçuklu taş işçiliğinin yaşayan örneklerinden biridir. Külliye; cami, hankah, türbe, çifte hamam, çeşme ve dükkanlardan oluşur. Günümüzde müze olarak hizmet veren yapı pek çok nadide esere ev sahipliği yapar. Konya, Karaman ve Aksaray’daki cami ve mescitlerde bulunan tarihi eserler bu müzede sergilenir. Dokuma halı ve kilimler, şamdanlar, el yazmaları,çiniler, ahşap ve taş eseler bu müzede yer alan eserlerin büyük bir kısmını oluşturmaktadır.

Türkiye’nin nüfusu en fazla ve en gelişmiş şehirlerinden biri olan Konya’da görebilecekleriniz elbette saydığımız yerlerle sınırlı değil. Son yıllarda popülerliğini artıran zengin bir gastronomik geleneğe de sahip olan Konya, tıpkı Mevlana’ya yakıştırılan o çağrıdaki gibi ziyaretinizi bekliyor: “Gel, ne olursan ol yine de gel!”

Menu
English
Login